Dolar 42,2451
Euro 49,1259
Altın 5.559,75
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 19°C
Parçalı Bulutlu
Hatay
19°C
Parçalı Bulutlu
Paz 20°C
Pts 20°C
Sal 20°C
Çar 21°C

    “6 Şubat Depremleri: Adalet Enkaz Altında Kaldı”

    “6 Şubat Depremleri: Adalet Enkaz Altında Kaldı”
    Tekil Yazı Reklamı - 1
    18 Ekim 2025 14:34
    45
    A+
    A-

    6 Şubat 2023’te yaşanan yıkıcı depremlerin ardından, geriye sadece yıkılmış şehirler değil, adalet arayışı da kaldı. Depremde annesini, kardeşini, abisini ve dokuz aylık yeğenini kaybeden Döne Kaya, 52 dava dosyasıyla sürdürdüğü hukuk mücadelesinde adaletin hâlâ sağlanamadığını söylüyor.

    hukuk

    Hukukun Enkaz Altında Kaldığı 6 Şubat Süreci

    6 Şubat 2023’te yaşanan büyük depremlerin ardından geriye yalnızca yıkılmış şehirler değil, adaletin yerle bir olduğu bir hukuk mücadelesi kaldı. Depremde annesini, kardeşini, abisini ve dokuz aylık yeğenini kaybeden Döne Kaya, aradan geçen zamana rağmen adaletin sağlanmadığını söylüyor. Kaya, “Elimizde 52 farklı dava dosyası var. Her biri başlı başına bir ihmal örneği,” diyerek yaşanan ihmaller zincirini gözler önüne seriyor.

    “Bilirkişi Raporları Patronları Koruyor”

    Kaya, adalet arayışında en büyük engelin bilirkişi raporları olduğunu dile getiriyor. Depremin hemen ardından, enkaz altındaki yakınlarını kurtarmaya çalışan insanların, delil niteliğindeki karot örneklerini toplayamadığını hatırlatıyor. Ancak bugün, bilirkişi raporlarının büyük kısmı “yetersiz veri” gerekçesiyle patronların lehine düzenleniyor.

    “Bilirkişiler birbirlerini koruyor, çıkan raporlar adaleti değil patronları savunuyor,” diyor Döne Kaya. Enkazdan toplanan örneklerin çoğu “örselenmiş numune” olarak kayda geçtiği için, yargılama süreci tıkanıyor.

    Deliller Kayboldu, Evraklar Yok Oldu

    Bir diğer büyük sorun ise belgelerin ortadan kaybolması. Deprem sonrası belediyelere başvuran aileler, “evraklar depremde kayboldu” yanıtıyla karşılaşıyor. Kaya, “1990’larda yapılmış binaların belgelerinin kaybolmasını anlarım ama iki yıl önce inşa edilen yapılara ait evrakların yok olmasını kimse açıklayamıyor,” diyerek tepkisini dile getiriyor.

    Yok olan her evrak, yıkılan her temel, sorumluluğun üzerini örten bir perdeye dönüşüyor. “Evrak yoksa suç da yok” anlayışı, yargı sürecinin özeti hâline gelmiş durumda.

    Valilik Kararlarıyla Deliller Yok Edildi

    Kaya, moloz kaldırma sürecinde yaşanan skandallara da dikkat çekiyor. Depremin hemen ardından, valilik kararıyla enkaz kaldırma ekipleri, binaların temellerini dahi söküp yok etti. Kaya bu süreci şöyle anlatıyor:

    “‘Valilik kararı böyle’ diyerek delilleri ortadan kaldırdılar. Eğer bu doğruysa valilik suç işledi. Değilse birileri valiliğin adını kullanarak delil kararttı.”
    Bu ihmaller zinciri, Ezgi Apartmanı davasında olduğu gibi, olası kastın belirlenememesine yol açıyor.

    “Gösterişli Tutuklamalar Sessizce Son Buldu”

    Depremin ilk günlerinde manşetlere taşınan inşaat patronlarının tutuklanmaları, kısa sürede sessiz sedasız serbest bırakılmalarla sonuçlandı. Döne Kaya, “O günlerde flaş haberlerle yakalanan patronlar bugün dışarıda. Tutuklu yargılanan sanık sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor,” diyerek adaletin yalnızca kâğıt üzerinde kaldığını söylüyor.

    Patronlar duruşmalara dahi katılmazken, depremzedeler adliyeden adliyeye adalet aramak için koşuyor. Mahkemelerde sanıklar olmadığı için çapraz sorgulama yapılamıyor, psikolojik etki gözlemlenemiyor.

    “Cezadan Kaçanlar Ankara’ya Sığınıyor”

    Kaya’nın dikkat çektiği bir diğer detay ise firari sanıkların Ankara’da yakalanması. “Aylarca bulunamayan patronlar, PTT’de işlem yaparken yakalanıyor. Bu kadar rahat olmaları adaletin geldiği noktayı gösteriyor,” diyor.
    Bu durum, iktidar ve inşaat sektörü arasındaki bağın ne kadar derinleştiğini de gözler önüne seriyor.

    Baro Başkanları Patronları Savunuyor

    Bir başka çarpıcı iddia ise bazı baro başkanlarının sanık patronların avukatlığını üstlenmesi. Döne Kaya, “Elbette herkesin savunma hakkı var ama depremde onlarca kişinin ölümüne neden olan bir binanın patronunu savunmak, vicdanlarda derin yaralar açıyor,” diyor.

    Depremzedeler ise bu durumu adalete gölge düşüren bir tablo olarak değerlendiriyor: “Adamın arkasında baro var, ben nasıl hakkımı arayayım?” diyorlar.

    “Yargı Süreci De Bir Şantiye Gibi”

    Kaya’ya göre adaletin işleyişi, yıkılan binaların inşa süreçlerinden farksız:

    “Binalar yapılırken de aynı bahaneler üretildi; imza eksik dendi, yetki devredildi, ama hiçbir şey değişmedi. Bugün de aynı mazeretlerle adalet geciktiriliyor.”

    Depremzedeler hâlâ enkazın altında kalan adaletin gün yüzüne çıkmasını bekliyor. Ancak görünen o ki 6 Şubat’ın yarattığı hukuki enkaz hâlâ kaldırılabilmiş değil.

     

    Tekil Yazı Reklamı - Alt
    Haber Editörü
    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.